Yeni kitabımız, "buy.ology": satın alma sanatı. Eğer sizde benim gibi bir alışveriş tutkunuysanız, satın aldığınız şeyler için sonrasında, özellikle öderken, pişman oluyorsanız, kitabı severek okuyacak olabilirsiniz.
Çünkü gerçekten kapakta da yazdığı gibi satın almaya dair bildiğimiz her şeyin yanlış olduğunu, asıl meselenin bilinçaltının bize oynadığı oyunlardan kaynaklandığını ve büyük reklamcıların da ekseriyetle bu hileleri kullanarak aklımızı çeldiğini örnekleri, bilimsel araştırma sonuçlarıyla destekleyerek anlatan bir kitap.
Çeviride ufak hataların olması ve yazarın Türkiye'de bulunmayan uluslararası pazardan örnekler seçmiş olması kitabın dezavantajı sayılabilir ancak yine de savunduğu fikir genel hatlarıyla çok sağlam. Reklamcılık ve pazarlama mantığına ilginiz varsa tavsiye edilir.
Altı Çizili Cümleler
- Satın aldığımız şeyleri... fazla para verdiğimiz için beğeniyoruz.
- Bütün zamanımızı elimizdeki telefonla geçiriyor, etrafımıza nadiren bakıyorsak ne olur? Bir yaşındaki bebeğimizin ilk adımını izlemek ve aklımıza yazmak yerine akıllı telefonumuza kaydetmekle uğraşıyorsak ne olur? Tinder’da birinden hoşlanıp hoşlanmadığımıza karar vermek altı saniyemizi alıyorsa ve çok havalı EarPods’larımız, dünyaya “cehenneme kadar yolun var” diye çığlık atmak istediğimizde, karşımıza ses bariyeri çıkarıyorsa ne olur? Twitter’da gerçek duygularımızı ifade etmek için sadece 280 karakterle sınırlanıyorsak veya Facebook profilimiz o kadar fiyakalı ki artık onu kendimiz bile tanıyamıyorsak ne olur? Empatiyi kaybederiz.
- Bir kere, 20. Yüzyılın marka büyüsüne köklü bir güvensizlik besliyorum ; üzerinde timsah ya da polocu amblemi olan tişörtler giymem, blucinlerimin etiketlerini de sökerim. Aslına bakarsanız, benim şirketlere değil, logolarını göğsümde taşıyarak kendilerine ayrıcalık tanıdığım için, onların bana para vermesi gerektiği düşüncesindeyim.