27 Kasım 2020 Cuma

Hikayeci - Jodi Picoult

Jodi Picoult anlatımını çok sevdiğim, kitaplarını okumaktan çok keyif aldığım bir yazar. Daha önce Cam Çocuk, Kız Kardeşim için, Eve Dönüş Şarkısı isimli romanlarını da beğenerek okumuştum. Çok değişik konuları çok sürükleyici bir tarzda ele alır, eserlerini hep okuyucuyu şaşırtarak bitirir. 

Bu kitabında da Sage isimli sıradan ve yalnız bir fırıncı kadının, bir başkasıyla evli sevgilisiyle ilişkisinden başlayan hikayesi terapi grubunda tanıştığı yaşlı adamla devam ediyor. Yaşlı adamın gençliğinde bir Nazi Kampında subay olduğunu öğrenmesiyle, çok sevdiği ninesinin geçmişini kurcalamaya başlıyor ve olaylar böyle gelişiyor.

Hikayenin devamında adalet duygusu, affetmek, affedilmek konularına değiniliyor. Ve elbette ki savaş, zulüm, insanlık suçları, özgürlüğü elinden alınmış insan çaresizliği çarpıcı şekilde ve çok sürükleyici bir dille anlatılıyor. 

Jodi Picoult'un her eserinde yaptığı mutlak iyi, mutlak kötü sorgulaması bu kitapta sanki daha gerçekçi işlenmiş, ben okurken çok etkilendim. Sage, Josef, Leo ve elbette Minka her bölümde tüyleri diken diken ediyor. Kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Keyifli okumalar.

Altı Çizili Cümleler

- İçinizde kocaman bir boşluk bırakan şeyin ne olduğu önemli değil. Önemli olan o boşluğun varlığı.

- Birini gerçekten seviyorsan onunla ilgili en iyi ihtimallere inanmak için nasıl çaba gösterirsin, bir bilsen.

- Siz belki savaşta olanları okumak istiyorsunuz ama bu, o hikaye değil. O hikaye bunun kadar önemli değil. Çünkü bu, benim hayatta kalmamı sağlayan hikaye.

- Doğru olanı yapacağını söyleyip yanlış olanı seçmek kolaydır, ama her duruma yakından bakınca sadece siyah ve beyaz seçenekler olmadığını görürsünüz. Grinin envai çeşit tonu da oradadır.

- Eğer kendiniz unutamıyorsanız sizi kimin affettiğinin bir önemi yok. 

21 Kasım 2020 Cumartesi

Utopia - Thomas More

 

Utopia'dan herkese selamlar :) 

Bu kez bir başyapıt okudum ve inceledim. Kitap 1516 yılında Hümanist yazar Thomas More tarafından kaleme alınmış, ve kitap içerisindeki incelemede de görüleceği üzere İngiliz Hümanizminin başyapıtı olarak nitelendiriliyor. 

Tamamen kurgusal ve yazarca ideal görülen toplum düzeninin anlatıldığı var olmayan bir ada ve bu adayı toprak edinmiş dışarıdan iletişime kapalı bir ülkede geçen hikaye kendi içinde iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm, uzun uzun anlatılacak ada hayatına girizgah gibi düşünülebilir. İkinci bölümse adanın fiziksel konumu ve özelliklerinden başlayarak, ülkenin şehirleri, yönetimi, vatandaşların yaşayışları, kölelik, evlilik, dini inançlar gibi başlıklar altında verilen detaylı bilgilerden oluşuyor. 

Bilgiler Vespucci'nin yanında seyahat etmiş ve bu vesileyle tesadüfen adayla yolu kesişmiş bir gemici tarafından sıkmadan, akıcılıkla anlatılıyor. Çünkü tüm bu detaylar bir ders kitabı edasında değil, Hümanist akımın öz fikri, insanın yaradılışında hiçbir kötülük bulunmadığı, Tanrı'nın yarattığı bu ulu varlığın kusursuz akılcılıkta toplumlar kurabileceği düşüncesi etrafında veriliyor. Yazıldığı dönemin toplumlarına yaptığı sıkı eleştiriler ise ne yazık ki günümüz toplumları için de geçerli.

Kapak resmini gördüğünüz İş Bankası Yayınları baskısında orijinal adı "Utopia" olan kitabın çevirisi çok değerli isimler tarafından yapılmış: Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol ve Mina Urgan. 

Bu baskıda ayrıca kitabın bitimi sonrasında Mina Urgan'ın incelemesi bulunuyor. Bu kısım da kitap kadar kıymetli. Çünkü kitabı, yazıldığı dönemi ve yazarı daha iyi anlayabilmeye yardımcı oluyor. Thomas More'un yaşamı, ölümü; Platon'un "Devlet"i ile Utopia'nın karşılaştırılması, bu kitaptan sonra yazılan diğer ütopyalar üzerine değerli bilgiler mevcut. Bu yönüyle de her kitaplıkta olması ve okunması gereken bir kitap olduğunu düşündüğüm için incelememi paylaşıyorum. Keyifli okumalar.

Altı Çizili Cümleler

- Milyonlarca çocuğu bozucu, körletici bir eğitimin pençesinde bırakıyorsunuz. Erdem çiçekleri açabilecek bu körpe fidanlar gözlerinizin önünde kurtlanıyor, büyüyüp suç işledikleri zaman yani içlerine çocukluktan giren kötülük tohumları acı meyvelerini verdiği zaman ölüm cezasına çarptırıyorsunuz onları. Sizin yaptığınız nedir, biliyor musunuz? Asma zevkini tadabilmek için hırsızlık yaratmak.

- Malın, mülkün kişisel bir hak olduğu, her şeyin parayla ölçüldüğü bir yerde toplumsal adalet ve rahatlık hiçbir zaman gerçekleşemez. Ama siz aslan payını kötülere bırakan bir toplumda doğru bir yan bulursanız, büyük çoğunluk yoksulluk içinde kıvranırken doymak bilmez bir avuç insana memleketin bütün zenginliklerini sömürten bir devlet mutlu olabilir derseniz o başka.

- Utopia'da para denilen şey, karşılıklı alışverişlerde hemen hiç kullanılmaz. Para olağan ama olmayabilecek belalı durumlar için saklanır. Altın ve gümüş bu memlekette, tabiatın onlara verdiği değeri taşırlar sadece. Bu iki maden demirden çok daha aşağı görülmekle beraber, insan için su ve ateş kadar yararlı sayılır. Az bulunmalarından ötürü değerli sayılmaları insanoğlunun çılgınlığına verilmeli. Tabiat, o eşsiz ana, altın ve gümüşü yararsız, boş nesneler olarak çok derinlere gömmüş; oysa havayı, suyu, toprağı, iyi ve gerçekten yararlı olan her şeyi gözler önüne sermiştir.

- Bir insan size kötülük yapmadıkça düşmanınız sayılamaz; tabiat bağları güçlü bir anlaşmadır; candan saygı ve iyi niyet, laflardan da yazılı anlaşmalardan da çok daha sıkı bağlar insanı birbirine. 

 

19 Kasım 2020 Perşembe

On Dakika Otuz Sekiz Saniye - Elif Şafak

Çok sevdim.

Her bir Elif Şafak kitabı bitirdiğimde kendimi tekme tokat dövülmüş gibi hissediyorum ve bir süre yeni bir kitap okumaya başlayamıyorum. 

Bu kitapta da Tekila Leyla'nın ve 5 candan dostunun çok çarpıcı, dehşet verici hikayesi insana vicdan muhasebesi yaptırıyor. Yaşananların sadece roman karakterlerinin başına gelen türden olmasını istemek ama kitabın sonu yaklaştıkça hepsinin birer Türkiye gerçeği olduğunu anlamak, bir yerlerde bunların halen yaşanıyor olduğunu bilmek... Çok üzücü. 

Tanık olduğum için gurur duyacağınız türden bir hikaye değil, aksine ürkütücü, acı, boğazınıza bir şey takılmış ve kurtulamıyormuşsunuz gibi... Buna rağmen elimden bırakamadım. 

Bir kadın karakterin yaşadıkları etrafında kadın erkek ilişkileri, Türkiye'de kadın olmanın getirdiği toplumsal beklentiler ve alışılagelmiş toplum düzeni üzerine eleştiriler de ustaca yapılmış. Dil, anlatım zaten bildiğimiz Elif Şafak tarzı.

Etkisinden bir süre kurtulamayacağı, şahane bir kitap arayanlara tavsiyem. 

Altı Çizili Cümleler

- Leyla'ya kalsa, insanlığın başına gelebilecek en kötü şey kıyamet değildi. Medeniyetin bir anda toptan silinip gitmesi ihtimali ürkütücüydü, doğru. Ama çok daha ürkütücü olan bir şey vardı; tek tek bizim kendi bireysel ölümlerimizin dünyanın düzenine zerre kadar etkisi olmadığını ve hayatın bizle ya da bizsiz ertesi sabah aynı şekilde devam edeceğini kavramak. En korkutucu olan bu değil miydi?

- Bazen en alışkın hissettiğin yer, aslında en az ait olduğun yerdir. 

- En ürkek insanların bile değiştiği bir an vardır. En korkak olanların bile korkmaktan bıktıkları bir eşik vardır. O eşik geçilmeyegörsün bir kez, korku kaybolur. 



 

12 Kasım 2020 Perşembe

Atomik Alışkanlıklar - James Clear

Okumaktan çok keyif aldığım, çok şey öğrendiğim kitaplardan biri. Paylaşmak istedim. 

Alışkanlıklarımızın hayatımızda ne denli yer kapladığı, yaşamımızda yapacağımız küçük değişikliklerin büyük resimde neleri değiştirebileceğini çok çarpıcı biçimde anlatıyor.

Kendi hayatı üzerinden ve dünyaca tanınmış kişilerden verdiği örnekleri çok etkileyici bulmadığımı söylemek zorundayım fakat buna rağmen özünde savunduğu fikir beni fazlasıyla ikna etti. 

Alışkanlık nasıl oluşturulur, nasıl değiştirilir, nasıl üzerine katılarak devam ettirilir ve nihayetinde nasıl terk edilir sorularına cevap vermiş, benim karşılaştığım en iyi kitap. 

Dili çok akıcı, sıkılmadan okunabiliyor ve çevirisi çok özenle yapılmış. 

Dahası yazar James Clear'ın resmi internet sitesinde kitapta anlattıklarına özdeş olmakla birlikte günlük hayata kolay adapte edilebilir tavsiyeleri içeren makaleleri mevcut. Dili İngilizce ancak ilgilenenler ziyaret edebilirler.  https://jamesclear.com/articles  

Altı Çizili Cümleler

- Başarı, hayatta bir kez yaşanan dönüşümlerin değil, günlük alışkanlıkların ürünüdür. 

- Alışkanlıklarımızı değiştirmek iki nedenden ötürü zorlayıcıdır: Yanlış şeyi değiştirmeye çalışırız ve alışkanlıklarımızı yanlış yönde değiştirmeye çalışırız.

- Alışkanlıklarınız kimliğinizi somutlaştırma şeklinizdir. Her gün yatağınızı toplayarak düzenli bir insanın kimliğini somutlaştırmış olursunuz. Her gün yazarak yaratıcı bir insanın kimliğini somutlaştırırsınız. Bir davranışı ne kadar çok tekrarlarsanız o davranışla bağlantılı kimliği de o kadar pekiştirirsiniz. 

- Parmağımızı şıklatarak ya da yepyeni biri olmaya karar vererek değişmeyiz. Azar azar, günbegün, alışkanlık üstüne alışkanlıkla değişiriz. Sürekli benliğimizin mikro evrimlerine maruz kalırız.

- Yapacağınız bir sonraki şeye, genellikle yapmayı henüz bitirdiğiniz şeye dayanarak karar verirsiniz. Hiçbir davranış tek başına gerçekleşmez. Her eylem bir sonraki davranışı tetikleyen bir işarete dönüşür. Yeni alışkanlıkla inşa etmek söz konusu olduğunda, davranışın bağlantılı oluşunu lehinize kullanabilirsiniz. Yeni bir alışkanlık inşa etmenin en iyi yollarından biri, her gün tekrarladığınız bir alışkanlığı teşhis edip yeni davranışınızı en üste istiflemektir. Buna alışkanlık istifleme denir.    

9 Kasım 2020 Pazartesi

Uzun Beyaz Bulut Gelibolu - Buket Uzuner

Ben okumayı 4,5 yaşımda öğrendim, ama 14,5 yaşıma kadar da tam anlamıyla kitap okumadım. Ne oldu da ben okumaya merak sarıp erkenden öğrendim ve fakat sonrasında uzun yıllar okumadım onu bilmiyorum, hatırlamıyorum.

Uzun Beyaz Bulut Gelibolu, benim 14 yaşımdayken ortaokul edebiyat öğretmenimin verdiği ödev kitabıdır. Ve ben bu kitabı tamamlayabildiğim ilk kitap olarak hatırlarım.

Esasında ödev kitaplarına hep zorla başlanır, adı üzerinde ödevdir çünkü. Okunan kitabın belki özeti çıkacaktır, belki kitap ile ilgili sorular cevaplanacaktır. Özetle görev edasıyla bitsin diye okunur. Ama bu kitap ödev diye başlanıp bana kitabın ve okumanın güzel bir şey olduğunu fark ettiren, bana okuma alışkanlığı kazandıran mucizevi bir şey oldu, soluksuz bitirdim. Hatta kitabı belki o yaşımda bazı yerlerini kaçırmışımdır düşüncesiyle uzun yıllar sonra bir kez daha okudum, iyi ki okumuşum.

Kitap, Çanakkale Savaşı'nda aynı topraklarda savaşmış savaşan iki milletin torunlarının yollarının kesişmesini anlatıyor fakat bunun yanı sıra akıcı, sürükleyici bir dil, o muhteşem Çanakkale Zaferi'nde yaşananlar, onca imkansızlığın içinde umut dolu gencecik insanlar, savaş sırasında askerlerin yakınlarına yazdıkları mektuplar insanın tüylerini diken diken ediyor.  

Çanakkale ve koyun koyuna yatan askerlerin hikayesini bu denli etkileyici anlatan başka bir kitap henüz okumadım. 

Siz de Ali Osman Bey ile Alistair John Taylor'ın hikayesini mutlaka okuyun derim.

Altı Çizili Cümleler

- Söyleyecek çok sözü olanların söze nereden başlayacaklarını bilemedikleri zamanlardan biriydi.

- Dokunsalar bin bir parçaya bölünüp, tuzla buz olacaktım.

- Aynı güneşi, aynı dünya üzerinde apayrı şartlarda seyretmek... 

- Çocukluk şarkıları hepimizin içinde hayatımız boyunca taşıdığımız çok güçlü ağrı kesicilerdir.


 

Konstantiniyye - Philip Mansel

 

İstanbul'un Konstantiniyye şeklinde isimlendirilmesi bana pek sempatik gelmiyor. Fakat yazar Philip Mansel İstanbul'un "Konstantiniyye" olarak isimlendirildiği dönemi anlatıyor.

Bu dönemde yaşanan hemen her şey kitapta mevcut. Savaşlar, halkın yaşam mücadelesi, saraydaki hayat, gelenekler, harem adetleri gibi herşey bu kitapta. Bu anlamda biraz akademik bir kitap olarak da düşünülebilir. 

Ben tarih kitapları okumayı severim, farklı dönemlerdeki yaşantılara göz atmak hep hoşuma gitmiştir. Bu sebeple bu kitabı da zevkle okudum. Kalın bir kitap olmasına rağmen (700 sayfa kadar) kısa sürede tamamladım, çünkü sıkıcı bir dille anlatılmamış. 

Tarih okumaya ilgisi olan herkesin hoşuna gideceğini düşünüyorum.   

Altı Çizili Cümleler

Şarap ver saki , bu lalezar gün gelir harap olur;
Güz gelir birden , ilkbahar kaybolur.

Hem iyi bir hükümdar , hem de iyi bir Müslüman olunamayacağı için , Bayezid'in oğullarından biri Korkut , padişah olmak istemedi.

7 Kasım 2020 Cumartesi

Kazım Koyuncu - Birol Öztürk


Kazım Koyuncu... Karadeniz'in bıçkın delikanlısı, seni yazan her satırı okumaya, yetmeye, yetişmeye çalışıyorum. 

Müziğinle, hayata bakış açınla, barış'ınla bu dünyada çok daha uzun bir süre kalmalıydın. Belki de bugünkü Dünya'nın halini görmemen daha iyi, bilemiyorum.

Bu kitapta yazar Birol Öztürk Kazım'ın yaşamından hem güzel hem de buruk ayrıntılara yer vermiş. 

Ayrıca son bölümünde de Kazım'ın yaşadığı dönemde Türkiye'de gündem olan konuların yer aldığı bir kısım da bulunuyor.

Meraklısı zaten haberdar olmuştur ama bu sayfada gören ve okumak isteyen birileri olursa ne mutlu bana! 


Altı Çizili Cümleler

Konserime sadece bilet alarak giremezsiniz. Herkes gelirken yanında bir kitap getirsin. Kapıda durup tek tek kontrol edeceğim.

Dünyada bir yerdeyim ben...

Beraber Yürüttük Biz Bu Yollarda - Yılmaz Özdil

Yılmaz Özdil'i, yazılarını, kitaplarını çok beğendiğimi daha önceki incelemelerimde belirtmiştim. 

Bu kitap da diğerleri gibi Yılmaz Özdil'in gazetesinde yayımlanmış yazılarından oluşuyor. 

Gündem olan, olmayan her konuya sivri diliyle ve araştırmacı yönüyle eğilen müthiş bir kalem.

Anlatımını çok sevdiğim için keyifle okudum ama elbette ki anlatılanlar korkunç. Keşke kitaba konu olan olaylar yaşanmasa idi şeklindeki temennim baki. 




Altı Çizili Cümleler

Memleketin ar damarı çatlamıştı. İki imam nikahı, bir kız kaçırma, bir zina, iki ceset, bir yaralaması olan herif " kader kurbanıyım " diyordu. Televizyona çıkabiliyordu. 

Aile Bakanı Ayşenur İslam, üst üste yaşanan çocuk cinayetleri ve çocuk tacizleriyle alakalı olarak konuştu: "annelerin çocuklarına çığlık atmayı öğretmeleri gerekiyor" dedi. Bu çözüm önerisine NOBEL verseler yeriydi!

Gaziantepli bir firma, memleketimizin en önemli meselelerinden birine çözüm buldu; İki sene boyunca gül kokan seccade üretilmişti!

Sen Bir Başka Gittin - Liz Behmoaras

İki farklı kültürün kesişim noktasında bir araya gelen iki insanın biraz politika, biraz tarih kokan sonrasında da aşka dönüşen sıcacık hikayesi anlatılıyor. 

"sen bir başka gittin" diğer giden karakterlerden biraz daha dokunaklı.

Hikaye sürükleyici ve keyifli bir anlatıma sahip. 

Kısa sürede okunuyor, tavsiye ederim. 
 

Yanılsamalar Kitabı - Paul Auster

Paul Auster'ın bu romanını iki kez okudum. 

Bir adamın yeniden varoluş hikayesini anlatıyor. Günlük hayatta hiç olmadık anlarda ortaya çıkıp insanın hayatını tümüyle değiştirebilecek yanılsamalar yaşadığımızın kurgusal bir kanıtı. 

Ana karakter Hector Mann, insanı kendisinin kurgulanmış karakter olmadığına öyle inandırıyor ki, gerçek hayatta kendisiyle karşılaşmışız ve hikayesini dinliyormuşuz izlenimi veriyor. 

Bu arada çevirmen İlknur Özdemir'in de çok başarılı bir iş çıkardığını atlamamak gerek. Kitabın duygusu birebir geçtiğine göre gerçekten takdir edilmesi gerekir. 

Çok etkileyici, sürükleyici ve keyifli bir kitap. Tavsiye ediyorum, okuyun bu kitabı.

Altı Çizili cümleler

- Acılar ve mucizeler ikiz kardeştir; aynı anda doğarlar. 

- Hayatını kurtarmak istiyorsan önce onu mahvetmenin eşiğine gelmelisin. 

- Geçinmeyi becerebildiğim tek kişi kendimdim.

- Hiç bu kadar ne yapacağımı bilmez durumda olmamıştım. Bundan daha yalnız ve daha korku içinde olmamıştım. Yine de hiç bu kadar hayat dolu olmamıştım.

Sizin Hiç Maviniz Var mı? - Özge Uzun


Özel bir çocuğa sahip bir annenin biraz isyankar, çokça vefakar, biraz öfkeli, çokça sevgi dolu anıları, gün be gün yaşadıkları... 

Elbette ki bu durumu kullanmakla suçlanması, diğer taraftan desteklenmesi, etrafa  bilgi saçmak için çırpınışları... 

Yazarı tarafından en çok kadınların okuması istenen güzel bir kitap.

Anne olmamama rağmen yüreğime dokundu, gözlerim dolarak okudum. Tavsiye ediyorum. Özellikle umutsuzlukla baş etmeye çalışanlara...



Altı Çizili Cümleler

- Ne derece sabırlı olduğunuzu çocuklardan öğrenebilirsiniz.

- Meğer ne çok acı çeken çocuk, anne, baba varmış bu hayatta...

Bit Palas - Elif Şafak




Bit Palas, bir Elif Şafak klasiği. 

On efsunlu apartman dairesinde yaşanan hazin, trajikomik, fantastik ve şaşırtıcı olaylar böylesi muhteşem bir olay örgüsüyle kurgulanmış ve harikulade bir inandırıcılıkla harmanlanmış.  

Buraya sığmayacak kadar güzel cümlelere sahip, konusu ile birlikte şahane bir edebi anlatımın mevcut olduğu bir eser.  

Hem sonunu merak ederek, hem de bitmesin isteyerek okuduğum az sayıdaki kitaplardan biri.




Daire 1) Musa, Meryem, Muhammet

Daire 2) Sidar

Daire 3) Celal ve Cemal

Daire 4) Ateşmizaçoğulları

Daire 5) Hacı Hacı, oğlu, gelini, torunları

Daire 6) Metin Çetin ve karısı Nadya

Daire 7) Ben

Daire 8) Mavi Metres

Daire 9) Hijyen Tijen ve Su

Daire 10) Madam Teyze

ve tüm bu karakterlerin detaylı karakter analizleri, sürü psikolojisinin toplumsal yansımaları ve çok daha fazlası... Şiddetle tavsiye ediyorum.

Altı Çizili Cümleler

- İnsanı kirleten ağzına giren değildir. Ağzından çıkandır insanı kirleten.

- Anladım ki benim içimi cız ettiren, ona vız geliyor. Demek ki dedim, bir ömür onunla geçiremem.

- İnsan canı istediği zaman pencereyi açıp mazisini çırpamıyordu.

- Hayal gücümün geniş olduğunu söylerler. "Saçmalıyorsun!" demenin şimdiye kadar icat edilmiş en ince yoludur bu.

S*ktir Et - John Parkin

 

Kitap ismi biraz ilginç: S*ktir Et! Kitap Türkiye'de ve dünyanın bir çok ülkesinde uzun bir süre çok satanlar listesinde kaldı. 

Size önemli gözükenleri, önceliklerinizi, yapmak istemediğiniz halde zorunda olduklarınızı hayatınızdan, zamanınızdan, keyfinizden çalanları 'S*ktir Et' diyerek çıkarmanızı öğütleyen bir çok öneriden oluşuyor ve tüm bu öneriler Doğu felsefesinin ruhani tabanına dayandırılarak okuyucuya sunuluyor. 

Kitabin sonunda kendinizi hayati akışına daha kolay bırakır halde buluyorsunuz ve rahatladığınızı hissediyorsunuz. Bu bağlamda klişe kişisel gelişim kitaplarından bir parça ayrılıyor. 

Kitabin yazarı, John Parkin, İtalya'da, kitapta anlattıklarının çok daha fazlasını 'The Hill That Breathes' (Nefes Alan Tepe) adıyla kurduğu felsefe merkezinde dersler aracılığıyla anlatıyor. Bu konuda daha fazla bilgiyi yazarın resmi sitesi olan https://www.thefuckitlife.com/ adresinde bulabilirsiniz.

Altı Çizili Cümleler

- Önem verdiğimiz ve bizim için önemli olan her şeyin canımızı yakma potansiyeli vardır. 

- Her anın sınırsız potansiyeli vardır. Her yeni anın içinde hayal bile edemeyeceğiniz ihtimaller vardır. Her gün sizin en güzel çizimlerle doldurabileceğiniz bir boş sayfadır. 

- Bizim çok basit yaratıklar olduğumuzu unutmayın, acıdan kaçınır ve mutluluğumuzu artırırız.

Diriliş - Turgut Özakman

 

Son günlerde pandemi, İzmir depremi,  milli bayramlarımız ve yaklaşan matem günümüz (10 Kasım) sebebiyle milletçe yoğun duygular içerisindeyiz. "Birlik" olmak her zamankinden çok daha önemli şu zamanlarda. Bu sebeple  tavsiye edilebilecek tek kitabın belki de "Diriliş". Çünkü hepimiz bazen gereksinim duyuyoruz bu toprakların nasıl kazanılıp bugünlere getirilerek bize emanet edildiğini hatırlamaya. 

Turgut Özakman çok çok önemli bir yazar ve bu süreci, akıcı ve sade dilini tüm coşkusu ve heyecanıyla birleştirerek anlatmayı başarıyor. 

Tüm bunların yanı sıra kitap eleştirmenleri tarafından hakkında ders kitabı olarak okutulması yönünde tavsiyeler almış bir kitap. Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. 


Altı Çizili Cümleler

- Allah bu milleti ve ülkeyi cahilin, yalancının ve sahte tarihçinin şerrinden ve iktidarından korusun. 

- Herkesin bir reçetesi vardı. Mustafa Kemal'inki tek sözcüktü: Akıl.

- Ölmeden savaşmayı bırakmayacaklarına yemin ettiler.

Kar Kokusu - Ahmet Ümit

 


Polisiye türü çok okuduğum bir tür değil esasında özellikle yabancı yazarların bu türdeki eserlerini pek tercih etmiyorum. Ama bu türün Türk edebiyatındaki usta isimlerinden olan Ahmet Ümit benim için bu konuda bir istisna. 
Kar Kokusu isimli kitabında karlar üzerinde işlenmiş bir cinayet çözümlemesi sunuyor yazar okurlarına. Bunu yaparken anlatıldığı dönemin hem Türkiye'de hem Dünya'daki siyasi zeminini, gerçeğin sorgulandığı iç hesaplaşmalarını etkileyici bir biçimde işliyor. Romanın sürükleyici dili ve farklı türden çok sayıda karakteri bir araya getirmesi dışında sonunda okuyucuyu ters köşeye yatırması da kitaba ayrı bir heyecan katıyor. Okumanızı tavsiye ederim.
Altı Çizili Cümleler- Suyun üstünde de yürüsen zaten yüzme bilmiyordu derler.- Değiştiremedikten sonra ne yararı var ki farkında olmanın?  Öyle söyleme, gerçeği bilmek bir ayrıcalıktır. "Mutsuz olma ayrıcalığı"- Ayrı düşmüş insanlar için ülke bazen yalnızca bir türkü demekti. Bazen buğusu üstünde sıcak bir yemek, bazen bir sokak görüntüsü, bazen de bir isim...