Bu kitabında da Sage isimli sıradan ve yalnız bir fırıncı kadının, bir başkasıyla evli sevgilisiyle ilişkisinden başlayan hikayesi terapi grubunda tanıştığı yaşlı adamla devam ediyor. Yaşlı adamın gençliğinde bir Nazi Kampında subay olduğunu öğrenmesiyle, çok sevdiği ninesinin geçmişini kurcalamaya başlıyor ve olaylar böyle gelişiyor.
Hikayenin devamında adalet duygusu, affetmek, affedilmek konularına değiniliyor. Ve elbette ki savaş, zulüm, insanlık suçları, özgürlüğü elinden alınmış insan çaresizliği çarpıcı şekilde ve çok sürükleyici bir dille anlatılıyor.
Jodi Picoult'un her eserinde yaptığı mutlak iyi, mutlak kötü sorgulaması bu kitapta sanki daha gerçekçi işlenmiş, ben okurken çok etkilendim. Sage, Josef, Leo ve elbette Minka her bölümde tüyleri diken diken ediyor. Kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Keyifli okumalar.
Altı Çizili Cümleler
- İçinizde kocaman bir boşluk bırakan şeyin ne olduğu önemli değil. Önemli olan o boşluğun varlığı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder