27 Kasım 2020 Cuma

Hikayeci - Jodi Picoult

Jodi Picoult anlatımını çok sevdiğim, kitaplarını okumaktan çok keyif aldığım bir yazar. Daha önce Cam Çocuk, Kız Kardeşim için, Eve Dönüş Şarkısı isimli romanlarını da beğenerek okumuştum. Çok değişik konuları çok sürükleyici bir tarzda ele alır, eserlerini hep okuyucuyu şaşırtarak bitirir. 

Bu kitabında da Sage isimli sıradan ve yalnız bir fırıncı kadının, bir başkasıyla evli sevgilisiyle ilişkisinden başlayan hikayesi terapi grubunda tanıştığı yaşlı adamla devam ediyor. Yaşlı adamın gençliğinde bir Nazi Kampında subay olduğunu öğrenmesiyle, çok sevdiği ninesinin geçmişini kurcalamaya başlıyor ve olaylar böyle gelişiyor.

Hikayenin devamında adalet duygusu, affetmek, affedilmek konularına değiniliyor. Ve elbette ki savaş, zulüm, insanlık suçları, özgürlüğü elinden alınmış insan çaresizliği çarpıcı şekilde ve çok sürükleyici bir dille anlatılıyor. 

Jodi Picoult'un her eserinde yaptığı mutlak iyi, mutlak kötü sorgulaması bu kitapta sanki daha gerçekçi işlenmiş, ben okurken çok etkilendim. Sage, Josef, Leo ve elbette Minka her bölümde tüyleri diken diken ediyor. Kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Keyifli okumalar.

Altı Çizili Cümleler

- İçinizde kocaman bir boşluk bırakan şeyin ne olduğu önemli değil. Önemli olan o boşluğun varlığı.

- Birini gerçekten seviyorsan onunla ilgili en iyi ihtimallere inanmak için nasıl çaba gösterirsin, bir bilsen.

- Siz belki savaşta olanları okumak istiyorsunuz ama bu, o hikaye değil. O hikaye bunun kadar önemli değil. Çünkü bu, benim hayatta kalmamı sağlayan hikaye.

- Doğru olanı yapacağını söyleyip yanlış olanı seçmek kolaydır, ama her duruma yakından bakınca sadece siyah ve beyaz seçenekler olmadığını görürsünüz. Grinin envai çeşit tonu da oradadır.

- Eğer kendiniz unutamıyorsanız sizi kimin affettiğinin bir önemi yok. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder