19 Kasım 2020 Perşembe

On Dakika Otuz Sekiz Saniye - Elif Şafak

Çok sevdim.

Her bir Elif Şafak kitabı bitirdiğimde kendimi tekme tokat dövülmüş gibi hissediyorum ve bir süre yeni bir kitap okumaya başlayamıyorum. 

Bu kitapta da Tekila Leyla'nın ve 5 candan dostunun çok çarpıcı, dehşet verici hikayesi insana vicdan muhasebesi yaptırıyor. Yaşananların sadece roman karakterlerinin başına gelen türden olmasını istemek ama kitabın sonu yaklaştıkça hepsinin birer Türkiye gerçeği olduğunu anlamak, bir yerlerde bunların halen yaşanıyor olduğunu bilmek... Çok üzücü. 

Tanık olduğum için gurur duyacağınız türden bir hikaye değil, aksine ürkütücü, acı, boğazınıza bir şey takılmış ve kurtulamıyormuşsunuz gibi... Buna rağmen elimden bırakamadım. 

Bir kadın karakterin yaşadıkları etrafında kadın erkek ilişkileri, Türkiye'de kadın olmanın getirdiği toplumsal beklentiler ve alışılagelmiş toplum düzeni üzerine eleştiriler de ustaca yapılmış. Dil, anlatım zaten bildiğimiz Elif Şafak tarzı.

Etkisinden bir süre kurtulamayacağı, şahane bir kitap arayanlara tavsiyem. 

Altı Çizili Cümleler

- Leyla'ya kalsa, insanlığın başına gelebilecek en kötü şey kıyamet değildi. Medeniyetin bir anda toptan silinip gitmesi ihtimali ürkütücüydü, doğru. Ama çok daha ürkütücü olan bir şey vardı; tek tek bizim kendi bireysel ölümlerimizin dünyanın düzenine zerre kadar etkisi olmadığını ve hayatın bizle ya da bizsiz ertesi sabah aynı şekilde devam edeceğini kavramak. En korkutucu olan bu değil miydi?

- Bazen en alışkın hissettiğin yer, aslında en az ait olduğun yerdir. 

- En ürkek insanların bile değiştiği bir an vardır. En korkak olanların bile korkmaktan bıktıkları bir eşik vardır. O eşik geçilmeyegörsün bir kez, korku kaybolur. 



 

12 Kasım 2020 Perşembe

Atomik Alışkanlıklar - James Clear

Okumaktan çok keyif aldığım, çok şey öğrendiğim kitaplardan biri. Paylaşmak istedim. 

Alışkanlıklarımızın hayatımızda ne denli yer kapladığı, yaşamımızda yapacağımız küçük değişikliklerin büyük resimde neleri değiştirebileceğini çok çarpıcı biçimde anlatıyor.

Kendi hayatı üzerinden ve dünyaca tanınmış kişilerden verdiği örnekleri çok etkileyici bulmadığımı söylemek zorundayım fakat buna rağmen özünde savunduğu fikir beni fazlasıyla ikna etti. 

Alışkanlık nasıl oluşturulur, nasıl değiştirilir, nasıl üzerine katılarak devam ettirilir ve nihayetinde nasıl terk edilir sorularına cevap vermiş, benim karşılaştığım en iyi kitap. 

Dili çok akıcı, sıkılmadan okunabiliyor ve çevirisi çok özenle yapılmış. 

Dahası yazar James Clear'ın resmi internet sitesinde kitapta anlattıklarına özdeş olmakla birlikte günlük hayata kolay adapte edilebilir tavsiyeleri içeren makaleleri mevcut. Dili İngilizce ancak ilgilenenler ziyaret edebilirler.  https://jamesclear.com/articles  

Altı Çizili Cümleler

- Başarı, hayatta bir kez yaşanan dönüşümlerin değil, günlük alışkanlıkların ürünüdür. 

- Alışkanlıklarımızı değiştirmek iki nedenden ötürü zorlayıcıdır: Yanlış şeyi değiştirmeye çalışırız ve alışkanlıklarımızı yanlış yönde değiştirmeye çalışırız.

- Alışkanlıklarınız kimliğinizi somutlaştırma şeklinizdir. Her gün yatağınızı toplayarak düzenli bir insanın kimliğini somutlaştırmış olursunuz. Her gün yazarak yaratıcı bir insanın kimliğini somutlaştırırsınız. Bir davranışı ne kadar çok tekrarlarsanız o davranışla bağlantılı kimliği de o kadar pekiştirirsiniz. 

- Parmağımızı şıklatarak ya da yepyeni biri olmaya karar vererek değişmeyiz. Azar azar, günbegün, alışkanlık üstüne alışkanlıkla değişiriz. Sürekli benliğimizin mikro evrimlerine maruz kalırız.

- Yapacağınız bir sonraki şeye, genellikle yapmayı henüz bitirdiğiniz şeye dayanarak karar verirsiniz. Hiçbir davranış tek başına gerçekleşmez. Her eylem bir sonraki davranışı tetikleyen bir işarete dönüşür. Yeni alışkanlıkla inşa etmek söz konusu olduğunda, davranışın bağlantılı oluşunu lehinize kullanabilirsiniz. Yeni bir alışkanlık inşa etmenin en iyi yollarından biri, her gün tekrarladığınız bir alışkanlığı teşhis edip yeni davranışınızı en üste istiflemektir. Buna alışkanlık istifleme denir.    

9 Kasım 2020 Pazartesi

Uzun Beyaz Bulut Gelibolu - Buket Uzuner

Ben okumayı 4,5 yaşımda öğrendim, ama 14,5 yaşıma kadar da tam anlamıyla kitap okumadım. Ne oldu da ben okumaya merak sarıp erkenden öğrendim ve fakat sonrasında uzun yıllar okumadım onu bilmiyorum, hatırlamıyorum.

Uzun Beyaz Bulut Gelibolu, benim 14 yaşımdayken ortaokul edebiyat öğretmenimin verdiği ödev kitabıdır. Ve ben bu kitabı tamamlayabildiğim ilk kitap olarak hatırlarım.

Esasında ödev kitaplarına hep zorla başlanır, adı üzerinde ödevdir çünkü. Okunan kitabın belki özeti çıkacaktır, belki kitap ile ilgili sorular cevaplanacaktır. Özetle görev edasıyla bitsin diye okunur. Ama bu kitap ödev diye başlanıp bana kitabın ve okumanın güzel bir şey olduğunu fark ettiren, bana okuma alışkanlığı kazandıran mucizevi bir şey oldu, soluksuz bitirdim. Hatta kitabı belki o yaşımda bazı yerlerini kaçırmışımdır düşüncesiyle uzun yıllar sonra bir kez daha okudum, iyi ki okumuşum.

Kitap, Çanakkale Savaşı'nda aynı topraklarda savaşmış savaşan iki milletin torunlarının yollarının kesişmesini anlatıyor fakat bunun yanı sıra akıcı, sürükleyici bir dil, o muhteşem Çanakkale Zaferi'nde yaşananlar, onca imkansızlığın içinde umut dolu gencecik insanlar, savaş sırasında askerlerin yakınlarına yazdıkları mektuplar insanın tüylerini diken diken ediyor.  

Çanakkale ve koyun koyuna yatan askerlerin hikayesini bu denli etkileyici anlatan başka bir kitap henüz okumadım. 

Siz de Ali Osman Bey ile Alistair John Taylor'ın hikayesini mutlaka okuyun derim.

Altı Çizili Cümleler

- Söyleyecek çok sözü olanların söze nereden başlayacaklarını bilemedikleri zamanlardan biriydi.

- Dokunsalar bin bir parçaya bölünüp, tuzla buz olacaktım.

- Aynı güneşi, aynı dünya üzerinde apayrı şartlarda seyretmek... 

- Çocukluk şarkıları hepimizin içinde hayatımız boyunca taşıdığımız çok güçlü ağrı kesicilerdir.


 

Konstantiniyye - Philip Mansel

 

İstanbul'un Konstantiniyye şeklinde isimlendirilmesi bana pek sempatik gelmiyor. Fakat yazar Philip Mansel İstanbul'un "Konstantiniyye" olarak isimlendirildiği dönemi anlatıyor.

Bu dönemde yaşanan hemen her şey kitapta mevcut. Savaşlar, halkın yaşam mücadelesi, saraydaki hayat, gelenekler, harem adetleri gibi herşey bu kitapta. Bu anlamda biraz akademik bir kitap olarak da düşünülebilir. 

Ben tarih kitapları okumayı severim, farklı dönemlerdeki yaşantılara göz atmak hep hoşuma gitmiştir. Bu sebeple bu kitabı da zevkle okudum. Kalın bir kitap olmasına rağmen (700 sayfa kadar) kısa sürede tamamladım, çünkü sıkıcı bir dille anlatılmamış. 

Tarih okumaya ilgisi olan herkesin hoşuna gideceğini düşünüyorum.   

Altı Çizili Cümleler

Şarap ver saki , bu lalezar gün gelir harap olur;
Güz gelir birden , ilkbahar kaybolur.

Hem iyi bir hükümdar , hem de iyi bir Müslüman olunamayacağı için , Bayezid'in oğullarından biri Korkut , padişah olmak istemedi.

7 Kasım 2020 Cumartesi

Kazım Koyuncu - Birol Öztürk


Kazım Koyuncu... Karadeniz'in bıçkın delikanlısı, seni yazan her satırı okumaya, yetmeye, yetişmeye çalışıyorum. 

Müziğinle, hayata bakış açınla, barış'ınla bu dünyada çok daha uzun bir süre kalmalıydın. Belki de bugünkü Dünya'nın halini görmemen daha iyi, bilemiyorum.

Bu kitapta yazar Birol Öztürk Kazım'ın yaşamından hem güzel hem de buruk ayrıntılara yer vermiş. 

Ayrıca son bölümünde de Kazım'ın yaşadığı dönemde Türkiye'de gündem olan konuların yer aldığı bir kısım da bulunuyor.

Meraklısı zaten haberdar olmuştur ama bu sayfada gören ve okumak isteyen birileri olursa ne mutlu bana! 


Altı Çizili Cümleler

Konserime sadece bilet alarak giremezsiniz. Herkes gelirken yanında bir kitap getirsin. Kapıda durup tek tek kontrol edeceğim.

Dünyada bir yerdeyim ben...

Beraber Yürüttük Biz Bu Yollarda - Yılmaz Özdil

Yılmaz Özdil'i, yazılarını, kitaplarını çok beğendiğimi daha önceki incelemelerimde belirtmiştim. 

Bu kitap da diğerleri gibi Yılmaz Özdil'in gazetesinde yayımlanmış yazılarından oluşuyor. 

Gündem olan, olmayan her konuya sivri diliyle ve araştırmacı yönüyle eğilen müthiş bir kalem.

Anlatımını çok sevdiğim için keyifle okudum ama elbette ki anlatılanlar korkunç. Keşke kitaba konu olan olaylar yaşanmasa idi şeklindeki temennim baki. 




Altı Çizili Cümleler

Memleketin ar damarı çatlamıştı. İki imam nikahı, bir kız kaçırma, bir zina, iki ceset, bir yaralaması olan herif " kader kurbanıyım " diyordu. Televizyona çıkabiliyordu. 

Aile Bakanı Ayşenur İslam, üst üste yaşanan çocuk cinayetleri ve çocuk tacizleriyle alakalı olarak konuştu: "annelerin çocuklarına çığlık atmayı öğretmeleri gerekiyor" dedi. Bu çözüm önerisine NOBEL verseler yeriydi!

Gaziantepli bir firma, memleketimizin en önemli meselelerinden birine çözüm buldu; İki sene boyunca gül kokan seccade üretilmişti!

Sen Bir Başka Gittin - Liz Behmoaras

İki farklı kültürün kesişim noktasında bir araya gelen iki insanın biraz politika, biraz tarih kokan sonrasında da aşka dönüşen sıcacık hikayesi anlatılıyor. 

"sen bir başka gittin" diğer giden karakterlerden biraz daha dokunaklı.

Hikaye sürükleyici ve keyifli bir anlatıma sahip. 

Kısa sürede okunuyor, tavsiye ederim.