11 Ocak 2021 Pazartesi

Elveda Güzel Vatanım - Ahmet Ümit

 

Elveda Güzel Vatanım... 

"Ölüm, şehirlerimizi kaybetmeyle başlar, vatanımızı kaybetmeyle neticelenir. Sahi neydi vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Şimdi farkına varıyorum ki, benim için bir tek vatan varmış, o da sensin... Seni kaybettiğim anda vatanımı da yitirmeye başlamışım."

Selanikli Müslüman genç Şehsuvar Sami'nin Selanikli Yahudi Ester'e olan büyük aşkı. Vatanı uğruna vereceği mücadeleyle onun arasında bir tercih yaptığını sanarken aslında ikisinin de aynı şey olduğunu keşfi ve ikisini de yitirmesi. Tüm bunların ışığında, yaşam, sevmek, "serdengeçti" olmak, sadakat, ihanet üzerine ciddi sorgulamalar. Ve tarihin kronolojik olarak anlatımı. 

Kitap Şehsuvar Sami'nin büyük aşkı Ester'e 16 gün boyunca günün farklı saatlerinde yazdığı mektuplardan oluşuyor. Her mektupta hislerinden ve günlük minvalinde yaşadıklarından kısaca bahsettikten sonra tarihin sayfalarına dönüyor. Bir araya gelişleri, ayrılışları ve Şehsuvar Sami'nin Ester'i arayışı çok hüzünlü ve etkileyici. Kitabın sonunda ise karakterlerin sürprizli sonu yer alıyor. 

Ahmet Ümit'in su gibi akıp giden, yoğun tarih bilgisi ve kalabalık tarihi karakterlere rağmen bir sayfasında bile sıkmayan çarpıcı anlatımıyla bu kitabı çok severek okudum.   

Şehsuvar Sami okuduğum karakterler arasında hüzünlü hikayeleriyle iz bırakanlardan oldu. Tavsiye ediyorum.

Altı Çizili Cümleler

- Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki bırakalım yarınımızı, bugünümüzden emin olmak bile mümkün değil.

- İnsanoğlu dünyanın en büyük muammasıdır.

- İnsan tarihin rüzgarı karşısında, okyanusa düşmüş bir ceviz kabuğu gibidir. Ne kadar şuurlu davranmaya çalışırsa çalışsın, kaderi dalgaların insafına kalmıştır.

- Dediğim gibi, bir sıkıntısı vardı; ne kadar saklamak istese de bir türlü başaramadığı derin bir keder. Aynaya baktığımda kendi gözlerimde görmeye alışkın olduğum keder.

9 Ocak 2021 Cumartesi

Aklımda Hep Sen - Kürşat Başar

Kürşat Başar çok severek okuduğum yazarlardan biri. Aşkı, kadını, hikayeyi çok sahici anlattığını düşünüyorum. 

Bu kitap da Ebru karakteri üzerinden işlenmiş hayatın içinden olaylarla, ağlaması, gülmesi, aşık olmasıyla tam bir kadın hikayesi. Ve bir film izlermişçesine sahne sahne canlanıyor. 

Babası tarafında küçük yaşta terk edilmiş bir kız çocuğu Ebru. Toplumda ne yazık ki fazlaca örneği bulunan bir durum. Bunun Ebru'da yarattığı travmatik etkiler, hayata zaten dezavantajlı başlayan bir kadının bu durumunun ilişkilerine, hayatının aşkı Ferhat'a yansıması... Bir kadının gözünden ve bir erkeğin kaleminden bu kadar başarılı olabilirdi. 

Daha önce Kürşat Başar'ın Başucumda Müzik isimli kitabında da bu şekilde hissetmiştim ve o kitap da beni çok etkilemişti. Bir gün onun için de bir inceleme yazısı hazırlamak istiyorum. Bu kitabı da roman severlere tavsiye ediyorum.  

Altı Çizili Cümleler

- O benim yazımdı. Her iki anlamda da...

- Hayır, aşk emek vermekle ilgili değil. Bunu artık biliyorum. O, ne senin, ne benim kafese kapatıp zaman zaman seveceğimiz gizemli bir kuş değil. Kimseye sormadan geliyor ve yine kimseye sormadan çıkıp gidiyor.

- İnsanın aklında, yüreğinde biri varken onu başkasıyla unutması imkansızdır. 

- Oysa aşkın kanıta ihtiyacı yok! Birini gördüğünde yokuştan aşağı çılgınca koşar gibi bir duygu hissediyorsan, kalbin yerinden fırlıyorsa aşıksın...

 


3 Ocak 2021 Pazar

Tarihi Değiştiren Kadınlar - Ali Çimen

 

Tarihi Değiştiren Kadınlar'ın hikayesini okuyarak başlamak istedim yeni yıla. 

Bugünlerde ne yazık ki kadınlarla ilgili hoş haberler duymuyoruz, öldürülenler, işkence edilenler... Her defasında, her biri için isyan etsek de, yeni bir haberle içimiz yanmadan gün geçmiyor.

Ali Çimen'in Popüler tarih adını verdiği dizinin bir kitabı: Tarihi Değiştiren Kadınlar. Konuşmalar, Savaşlar, Olaylar, Diktatörler, Bilginler ve bunun gibi başlıklardan oluşan diğer kitapları dizinin geri kalanı. 

Kitapta 30 adet kadından söz ediliyor. Dünya sahnesinde adı geçmiş, iyi veya kötü bir iz bırakmış 30 adet kadın. Yaşamlarının başlangıcı, dönüm noktaları, iz bırakmalarını sağlayacak gelişmeler, o dönemdeki ortam üzerine anlaşılır, günlük dilde bilgiler verilmiş. 

Her kadının kendisine ayrılan bölüm kısa notlarla bitirilmiş, bu sebeple çok akılda kalıcı. Güzel bir kitap. 

Kitapta hayatı konu edilmiş bazı kadınlar: Cleopatra, Hürrem Sultan, Hz. Hatice, Florence Nightingale, Marie Curie, Mata Hari, Rahibe Teresa, Eva Peron ve Oprah Winfrey. Her birinin yaşam öyküsünü, kendilerinin dünyaca ünlü olma sebeplerini ve yaşanan olayları ve bazılarının -ne yazık ki- hazin sonunu keyif alarak ve bilgilenerek okudum. Tavsiye ederim. 

Altı Çizili Cümleler

- "Yıkmaktan korktuğumun altını oyarım."                                                                                         Büyük Katerina

- "Kalemle, kılıcın yaptıklarından daha fazlasını yapabilirsiniz."                                                             Harriet Beecher Stowe

- "Bilimin kendi içinde inanılmaz bir güzelliği olduğuna inanıyorum. Laboratuvardaki bilim adamı, sadece bir teknisyen değil, aynı zamanda, doğanın sırları karşısında, peri masallarını büyük bir hayranlık ve şaşkınlıkla dinleyen bir çocuk gibidir."                                                                             Marie Curie

- "Sartre'la karşılaştığım zaman, her şeyi kazandığıma inanmıştım. Onun yanında kendimi gerçekleştirmem başarısızlığa uğrayamazdı. Şimdi kendi kendime şunu söylüyorum: Kurtuluşunu bir başkasında görmek, yıkılmanın en güvenli yoludur."                                                                          Simone de Beauvoir

- "Ben Mao'nun köpeğiydim. Kimi ısır dediyse, onu ısırdım."                                                              Jiang Qing

- "Hayattaki en büyük sır, aslında büyük bir sırrın olmadığıdır. Hedefiniz her ne olursa olsun, ona sadece çalışarak ulaşabilirsiniz."                                                                                                                              Oprah Winfrey

1 Ocak 2021 Cuma

Filiz Hiç Üzülmesin - Filiz Ali

 

2021'in ilk kitap incelemesi. 

Filiz Hiç Üzülmesin. Sabahattin Ali'nin objektifinden ve kızı Filiz Hanım'ın gözünden etkileyici ve hüzünlü bir yaşamöyküsü. 

Kitapta Sabahattin Ali'nin yaşamı kesitler halinde sunulurken 100'e yakın fotoğraf ile birlikte bir fotoğraf albümü gibi oluşturulmuş. 

Fotoğrafların büyük bölümü Sabahattin Ali'nin çektiklerinden oluşuyor. Kendisinin ve ailesinin bulunduğu fotoğrafların yanı sıra, bulunduğu yerlerden manzaralar da mevcut.

Kitabın hüznü ilk sayfadan başlıyor çünkü Filiz Ali kitabı annesine ve babaları siyasal, faili meçhul cinayetlere kurban giden bütün çocuklara adamış. Sabahattin Ali'nin öldürüldüğü ve uzun zaman sonra cesedinin tanınmaz halde bulunduğu dağa yaptırılmış üzerinde yazarın dizelerinin bulunduğu taş ile de bitirmiş:

"Başım dağ, saçlarım kardır,
Benim meskenim dağlardır."

Bir babanın öldürülüşü, ölüm haberinin bile çok geç alınması, bir mezar taşının bile olmaması... Bu korkunç travmatik durumun küçük bir kız çocuğunda bıraktığı izler, iyi bir çocuk olmadığı düşüncesine kapılarak kendini suçlaması... İnsan okurken çok etkileniyor. 

Çocuklar üzülmemeli...
 

2021...


2020 hepimiz için zor bir yıl oldu. 
Sağlığımızla, sevdiklerimizle sınandığımız bir yılı geride bıraktık. 
Hepimizde bir miktar travmaya neden oldu. 
"Kayıp yıl"dı tabiri caizse.


4-5 yıldır her yıl sonunda kendime mektup yazardım. Katıldığım bir kişisel gelişim eğitiminde tavsiye edilmişti. Hem geçen yılın bir muhasebesi hem de önümüzdeki yıl için yapılmak istenenlerin kısa özetini içerirdi ama mutlaka "Sevgili kendim" ya da "Sevgili Selin" ile başlatırdım. 


Geçen yıl yazdığım kendime mektubumda yeni sözlenmiş bir insandım, evlenecektim falan filan. Hani ilkokul Hayat Bilgisi dersinde yeni yıl bir bebek, geçip giden yılsa yaşlı, aksakallı bir dede olarak resmedilirdi ya. O yılın başındaki genç insan yıl sonunda ruhen ve hatta fiziken de yaşlı bir nineye dönüştü (Saçlarımdaki beyazlar artık sayılamayacak kadar çok). 


O sebeple bir çılgınlık yapıp bu yıl kendime mektup yazmadım. Geçen yılın muhasebesine mektupsuz da yapabilirim diye düşündüm. Gelecek yıl için zaten çok da umut dolu bi durum yok. Plan yapsan ne. Yaptık da noldu dedim sonra. Özetle vazgeçtim, yazmadım. 


Ama tabi yine insanoğlu. Yeni bir diziye, yeni bir elişine, bir kitaba, bir filme başlarken bile umutlanıyor. Hafif saf yaratıklarız bu yönden. O yüzden sağlıkla dolu, sevdiklerimizle yanyana, keyifli, mutlu, huzurlu bir yıl geçirelim. 


Hayal kurma motivasyonunu kendinde bulabilen, imrendiğim insanlar, umarım her şey dilediğiniz gibi olur. Dilerim 2021, kadınların can güvenliğinden endişe etmediği, çocukların eğitim hakkına eşit şartlarda ve kolaylıkla erişebildiği, hayvanların da en az insanlar kadar sevildiği bir yıl olur (bak safım işte, başladım hayal kurmaya). 


Ben şahsım adına elimden geldiğince, fırsat buldukça kitap okuyarak ve çalışarak geçirmeyi planlıyorum bu yılı. Arada bi de bi düğün mevzusu var. Onu da mümkün olduğu kadar az hasarla atlatabilirsek şahsen başka bi talebim, isteğim de yok kendi adıma. 


Herkese sağlıklı seneler diliyorum.


Kendinize iyi bakın. 
  

Selin.

27 Aralık 2020 Pazar

Yaşama Uğraşı - Cesare Pavase

 

Günlükleri hep çok severek okurum. Çünkü hem yazan kişi hem de yazılan dönem ve ortam konusunda oldukça güzel ipuçları verir. 

Cesare Pavase'nin okuduğum ilk kitabı: Yaşama Uğraşı. 1935 ile 1950 yılları arasında yazdığı günlük metinlerinden oluşuyor. 

Şiir, edebiyattan başlayarak, ikili ilişkiler, dünya düzeni ve benzeri hemen her konuda fikirlerini yazmış. Zaman zaman bıkkınlığı, intihara olan meylinden bahsetmiş. İlk dönemler korkuyla bahsettiği intihara ne yazık ki zamanla cesaretlenmiş ve Yaşama Uğraşı'nı "Tiksiniyorum bütün bunlardan. Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım." sözleriyle bitirmiş. Bu satırlardan 9 gün sonra ise kaldığı otel odasında hayatına son vermiş. 

Kitap yalın ve bir çırpıda okunabilecek bir kitap değil. Çünkü bahsedilenler üzerinde fazlasıyla düşünmeyi hak ediyor. Satır aralarındaki sorgulamalar, hayatla ilgili bezmişlikler ve intihara giden bir yol gibi devam ediyor. 15 yıllık ve intiharla biten bir ruh çözümlemesi gibi. 

Bu türde kitapları seven okurlara tavsiye ediyorum. İyi okumalar.


Altı Çizili Cümleler


- Kaç yaşında olursan ol, uyuyunca geçecekmiş gibi gelecek. Kaç yaşında olursan ol, uyuyunca geçmeyecek. 

- İnsanın çocukluğu, derdini söylemekle ona çare bulmanın aynı şey olmadığını anlayınca biter. 

- İntiharı düşünen bir insan için en kötü şey kendisini öldürmesi değil, bunu düşünüp yapmamasıdır. İntihar düşüncesine - bir alışkanlık haline gelen intihar düşüncesine - yol açan manevi çöküntü kadar aşağılık bir şey yoktur. 

- Yanlışlar hep başlangıçla ilgilidir.    

15 Aralık 2020 Salı

Ağ - Kemal Sayar, Berna Yalaz

"Hayatta gerçekleştirmeyi en çok istediğiniz ilk beş şeyi düşünün. 
Şimdi de gün içinde zamanınızı en çok ayırdığınız beş şeyi. 
Listeleriniz arasında ortak tek bir madde bile bulamayacağınıza eminim."

Bence çok etkileyici bir tespit. Etkileyiciliği içerdiği haklılık payından kaynaklanıyor. Bir günümüzü gözden geçirdiğimizde, farklı sosyal medya mecralarında nasıl vakit öldürdüğümüzü, bize hiç bir faydası bulunmayacak paylaşımlarda kaybolduğumuzu ve su gibi akıp giden zamanı fark edemeyişimizi kitap çarpıcı bir şekilde anlatıyor. 

Sanal alemde hissettiğimizi sandığımız anlık mutluluklar, kandırılışlarımız (sadece ilişkiler olarak düşünmeyin, reklamlar ve pazarlama sektörü de bunun bir parçası, hatta büyük bir parçası), başkalarının gerçek olduğundan o kadar da emin olmadığımız yaşamlarına bakarak adeta hipnotize olmamız ve sonrasında yaşanan mutsuzluk... Tüm bunların bizim benliğimize, psikolojimize, hayatımıza, bakış açımıza hatta sevdiklerimize olan etkisi...  Hepsi bu kitapta. Yaptığı doğru tespitlerin yanı sıra durumu biraz olsun değiştirebilmek için öneriler de mevcut. Hatta dijital detoks yöntemlerine bile yer verilmiş.  

Okurken düşündüren bir kitap olduğu için, okuması biraz uzun sürebiliyor, tabi ki bir roman akıcılığında olamaz. Ama ara ara sayfalarını karıştırmak işe yarayabilir, bu yüzden baş ucu kitabı olarak bile kullanılabilir bence. Hayata katkısı olacak kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum.

Kitabın yazarlarından biri Kemal Sayar, bir psikiyatri profesörü, yazar ve çevirmen. Kendisinin bu konu ve psikoloji vb konular üzerine yazmış olduğu çok sayıda kitabı var. Diğer yazar Berna Yalaz ile ortak yayımladıkları bir kitapları daha var. O kitapta da internet çapındaki ilişkilerin değişimin inceliyorlar. Onun ismi "Sanal Aşk". Onu da en kısa sürede okumak istiyorum.

Özetle "Ağ - Sanal Dünyada Gerçek Kalmak" okunmaya değer bir kitap. Tavsiye ederim. İyi okumalar.

Altı Çizili Cümleler

- Bugün kendimizle o kadar sarhoşuz ki başka insanların yiyip içtiklerimizle, gittiğimiz tatille, çocuğumuzun doğum günüyle ilgileneceklerini sanıyoruz.

- Nihayetinde tüm selfie'ler tek bir şey söyler: Beni Beğen!

- Telefonlar her ne kadar hayatımızı kolaylaştırsalar da, hayattan keyif almamıza yarayan en önemli şeylerden biri olan anın içinde kalabilme yetisini tamamen kaybettik.

- Başkalarını nasıl da çekici, başarılı ve mutlu bir insan olduğumuza ikna etmeye çabaladıkça gerçekte en derinimizde, ta içimizde ne ölçüde yetersiz, başarısız ve mutsuz hissettiğimizi kendimize hatırlatmış oluyoruz.