Bu kitapla ilgili ilk belirtmem gereken şey kitabı bugüne kadar okumamış olmam konusundaki pişmanlığım. Yaşam öykülerini okumayı çok seviyorum, bu kitabı nasıl atlamışım, hiç bilmiyorum.
Kitabın bazı bölümleri Füreya'nın ağzından anlatılıyor, bazıları ise yaşadığı dönemin siyasi, toplumsal, kültürel olayları dış anlatıcı tarafından.
Çocukluğu, ilk genç kızlığı, Atatürk'le tanışması ve hayatı boyunca yaşayacağı kıymetli anılar, evlilikleri, sağlık problemleri, seramikle tanışması. Tüm bunlar araya giren Füreya'nın anlatımıyla bir yapboz gibi birleşiyor.
Atatürk, 9 yaşındaki Füreya'nın hatıra defterine şu notu yazıyor: Füreya Hanım, Görüyorum ki siz çok çalışkan bir insansınız. Millet sizden çok şey bekliyor. Siz çalışmalı ve bir şeyler vermelisiniz memlekete. Bu not Füreya'ya hayatı boyunca ilham oluyor ve hayatının her aşamasında, faydalı olacak bir şeyler yapmalıyım, hayatım sabun köpüğü gibi olmamalı bakış açısından hareketle üretmeye gayret ediyor. Ve tesadüf eseri, hastayken oyalanması için getirilen toprak onun hayatını tümden değiştiriyor.
Yaşanmışlık ve tarih kokan çok akıcı bir kitap. Hayatımızın tutkusunu bulmak için ideal bir zaman dilimi olmadığını, bunun için hiçbir zaman vazgeçmememiz gerektiğini anlatması da benim için çok kıymetli. Dili, anlatımı çok sürükleyici. Çok kısa sürede bitirdiğim bir kitap oldu. Füreya Koral'ın hikayesini artık bildiğim için çok mutluyum. Tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar.
Altı Çizili Cümleler
- Yaşam insanlara affetmeyi de öğretiyor, ölümü kanıksamayı da.
- Bir insanın bedeninin yatağa bağlı kalması mı daha korkunçtur, yoksa ruhunun dört duvar arasına düşmesi mi? Ben her ikisini de yaşadım, biliyorum. İnanın bana, ikincisi daha azap veriyor, hem insanın kendine, hem de etrafındakilere.
- Evet, kesinlikle bir hiçti hayat. Bugün varsan yarın yoktun. Ve eğer bugün varolacaksan, bir anlamı, bir sevinci olmalıydı bu varoluşun.