10 Haziran 2020 Çarşamba

İsim Şehir Bitki - Yılmaz Özdil


Yılmaz Özdil çok sevdiğim, yazılarını her gün okuduğum bir yazar. Diğer kitaplarını da keyifle okumuştum. Fakat bu kitabın benim için daha özel olan tarafı sevdiğim yazarı tarafından aşağıda da görmüş olduğunuz gibi imzalanmış olması. 

Severek okuduğum bir kitabın kapağında yazarının imzası ve kendi ismimi görmek güzel bir duygu.

İmza gününde tesadüfen sevgili doktorum Ceyhun Abi'mle karşılaşmam ve fotoğrafımızı kendisinin çekmesi de ayrıca bugüne kalan güzel bir anı oldu. 


Kitaba gelince... 

Bildiğiniz Yılmaz Özdil...
Bildiğiniz İzmirli...
Bildiğiniz sivridilli...

Ve yine bildiğiniz hayata baktığı pencere 360 derece panoramik, gerçekler tüm ironisiyle, tüm ağlanası halleriyle karşınızda. 

Onun deyişiyle alın, okuyun, öğrenin kardeşimmm!!!






Altı Çizili Cümleler

- Cumhuriyet dediğin nevresim takımı değildir, gazeteden biriktirdiğin kuponlarla vermezler.

- Onore ediliyormuş ayaklarıyla "Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır." lafı, hikayedir. Lafın doğrusu... Her başarısız kadının önünde takoz gibi bir erkek vardır...

- Atatürk ilkeleri arasında saymazlar ama en önemli ilkesi, moraldir... Bozma moralini.


19 Nisan 2020 Pazar

Aşk ve Son Kullanma Tarihli Diğer Şeyler - Laura Buzo

 

 İtiraf etmeliyim ki, kitabın kapağındaki içinde kalp bulunan kavanoz ve aşkın son kullanma tarihi olması fikri ilgimi çektiği için kitabı satın alıp okudum. Lakin kitapta lise edebiyatı seviyesinde bir aşk anlatılıyor. 
Sıradan ergenlik dönemi sorunları, birey olma, kendini tanıma çabası basit ve sade bir dille anlatılıyor. 
Önemli bir edebi eser olduğunu elbette ki söyleyemem ama kısa süreli hoş vakit geçirme isteniyorsa tercih edilebilir. 

29 Şubat 2020 Cumartesi

Steve Jobs - Walter Isaacson


Steve Jobs biyografisini okumaya başlamadan önce açıkça söylemek gerekirse, önyargılıydım, böylesine büyük bir güç, ve onun başarılarla, ün, para ve popülerlikle dolu dünyası ne kadar etkileyici anlatılmış olabilir ve kitaba da böyle popülerlik getirmiş olabilir diye. Ancak okumaya başlayınca Jobs'ın gerçek bir başarı öyküsüne sahip olduğunu özellikle hayatının ilk dönemlerinin hiç de öyle para, pul içinde geçmediğini öğrendim. 

Kitap Jobs'ın hayatını doğumundan ölümüne çevresindeki insanlarla yapılan röportajlarla destekleyerek veriyor. Jobs'ın hayatına yön veren o kadar çok kişiden söz edilmiş ki, okuyucuya yardımcı olması amacıyla kitabın ilk sayfalarına adı geçen tüm isimler, Jobs'la olan ilişkileriyle verilmiş. Böylesi kalın bi kitap ve kalabalık bi kadro için çok başarılı bir iş. 

Kitapta Jobs'ın hayatına tanıklık etmekle birlikte teknoloji devi Apple'ın doğuşu ve yükselişi hakkında da çok şey anlatılıyor, tek sıkıntı teknolojik terimlere özellikle bilgisayar donanımı konusunda fazlaca yer verilmiş olması. Bunu da ciddi anlamda başarılı çevirisiyle tolere ediyor. 

Jobs'ın karakterine gelince, hakkında tüm anlatılanlar, tam da kitap kapağındaki bakışı gibi, delicesine zeki, küstah ve aşağılayıcı. ancak yine de geride bıraktıkları için önemli bir yapıt. Walter Isaacson gerçekten iyi iş başarmış. 

 

2 Ocak 2020 Perşembe

Buy*ology - Martin Lindstrom

 

Yeni kitabımız, "buy.ology": satın alma sanatı. Eğer sizde benim gibi bir alışveriş tutkunuysanız, satın aldığınız şeyler için sonrasında, özellikle öderken, pişman oluyorsanız, kitabı severek okuyacak olabilirsiniz. 

Çünkü gerçekten kapakta da yazdığı gibi satın almaya dair bildiğimiz her şeyin yanlış olduğunu, asıl meselenin bilinçaltının bize oynadığı oyunlardan kaynaklandığını ve büyük reklamcıların da ekseriyetle bu hileleri kullanarak aklımızı çeldiğini örnekleri, bilimsel araştırma sonuçlarıyla destekleyerek anlatan bir kitap.

Çeviride ufak hataların olması ve yazarın Türkiye'de bulunmayan uluslararası pazardan örnekler seçmiş olması kitabın dezavantajı sayılabilir ancak yine de savunduğu fikir genel hatlarıyla çok sağlam. Reklamcılık ve pazarlama mantığına ilginiz varsa tavsiye edilir. 

Altı Çizili Cümleler

- Satın aldığımız şeyleri... fazla para verdiğimiz için beğeniyoruz.

Bütün zamanımızı elimizdeki telefonla geçiriyor, etrafımıza nadiren bakıyorsak ne olur? Bir yaşındaki bebeğimizin ilk adımını izlemek ve aklımıza yazmak yerine akıllı telefonumuza kaydetmekle uğraşıyorsak ne olur? Tinder’da birinden hoşlanıp hoşlanmadığımıza karar vermek altı saniyemizi alıyorsa ve çok havalı EarPods’larımız, dünyaya “cehenneme kadar yolun var” diye çığlık atmak istediğimizde, karşımıza ses bariyeri çıkarıyorsa ne olur? Twitter’da gerçek duygularımızı ifade etmek için sadece 280 karakterle sınırlanıyorsak veya Facebook profilimiz o kadar fiyakalı ki artık onu kendimiz bile tanıyamıyorsak ne olur? Empatiyi kaybederiz.

Bir kere, 20. Yüzyılın marka büyüsüne köklü bir güvensizlik besliyorum ; üzerinde timsah ya da polocu amblemi olan tişörtler giymem, blucinlerimin etiketlerini de sökerim. Aslına bakarsanız, benim şirketlere değil, logolarını göğsümde taşıyarak kendilerine ayrıcalık tanıdığım için, onların bana para vermesi gerektiği düşüncesindeyim.


1 Ocak 2020 Çarşamba

Yeni Başlangıçlara...

Selamlar. 

Blog yazmaya başladığımda hayatımın bambaşka bir akışı vardı.

Şöyle geriye dönüp ilk yazdıklarıma baktığımda, mesleğimin, hayata bakış açımın, toplum içinde kendimi konumlandırdığım yerin çok farklı olduğunu ve bugüne kadar geçen zamanda çok ruhen çok değiştiğimi fark ediyorum. 

Hayat tecrübemin, bilgi birikimimin bugüne göre çok çok az olduğunu, hayatımda olmalı dediğim insanların şu an olmadığını :) ve onlarsız daha kaliteli yaşadığımı görüyorum.

Hem burayı, hem genel olarak yazmayı biraz ihmal ettiğim de aşikar.

Ama hayat... Gördükleri, gözlemledikleri, yaşadıkları, yaşayamadıkları, tanıştıkları, küstükleri, barıştıkları... İnsanı çok değiştiriyor.

Ben yazmadığım değil ama burada paylaşmadığım bu süre boyunca kendime yeni bir yol çizdim. 

Hayat arkadaşımı buldum, ki galiba bu yeni başlangıcımın en güzel kalemlerinden biri. :)

İçinde bulunduğum şartlar ile ilgili yeni kararlar aldım, bunları zamanla burada paylaşacağım. 

Geleceğe, yapmak istediklerime, parçası olmak istediklerime dair daha net fikirlerim var artık. Bunda hayat arkadaşımın rolü çok büyük, kendisine buradan da teşekkür etmem lazım :) Çünkü onun yardımıyla bakış açım, hayat vizörüm genişledi. Olmasaydı belki de aynı sonsuz döngüde debeleniyordum hala :)

Neyse ki tanıştık, buluştuk, kavuşmamıza da az kaldı. 

Şimdi bir yandan yeni yolum ile ilgili çalışmalar içindeyim, bir yandan da hayatta yapmayı en çok sevdiğim şeylerden biri olan kitap okumayı bireysel aktivite olmaktan çıkarıp biraz daha paylaşım üzerine devam ettirmeye karar verdim.

Eskiden okur, not alır, alt çizer, kitaplarımı da hiç kimseye vermezdim. Artık bunu değiştirmeye karar verdim. Daha aktif okuyarak uzun incelemelerle insanlara tavsiyede bulunmak, onlarla altını çizdiklerimi paylaşmak ve kitaplar üzerine yazmak istiyorum. 

Bunun için ilk işim bu blogu açmak oldu. 

Dolayısıyla boş defterimin artık bir kardeşi var :) Blog'un bir de instagram hesabı var: selinin.kitaplari

Bu iki kanaldan okuduklarımı, yazdıklarımı paylaşıyor olacağım. 

Ben heyecanlıyım.

Umarım her şey güzel olur. 

Görüşmek üzere.